Neler Oluyor?

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2022 18:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.08.2023 17:31

Hristiyan Batı ve İsrail yaklaşık bin yıldır Türkleri Anadolu'dan atmak ve bu toprakları ele geçirmek için büyük uğraş vermektedir. Önce Haçlı Seferleri ile başlayan bu çaba Osmanlı Devleti'nin yükselme ve duraklama döneminde sekteye uğrasa da gerileme ve çöküş dönemiyle birlikte yeniden hızlanmıştır. Bu hareket 1815 yılında toplanan Viyana Kongresi'nde Şark Meselesi  adını almıştır. Birbiriyle düşman olan Avrupalılar bile, konu Türklerin Avrupa ve Anadolu'dan çıkarılması olunca birlik olmayı başarmışlardır. 

Tarih boyunca bu şekilde tezahür eden bu mücadele asla sona ermeyecek ve Hristiyan Batı Müslüman Türkleri Avrupa ve Anadolu'da asla kabullenmeyecektir. Bunu asıl nedeni 'inanç çatışması'dır. Yani Hilal ile Salip'in mücadelesidir. Diğer nedenleri şöyle sıralayabiliriz:

a.  Türkiye, Avrupa ile Asya ve Orta Doğu'daki enerji kaynakları arasındaki köprü durumunadır. Bu nedenle jeostratejik açıdan çok kritik bir konumdadır. 

b.  Anadolu, jeopolitik teorilerden, Mc Kinder'in Kara Hakimiyet Teorisine göre 'Dünyanın Kalpgahı (Heartland)' olan Avrasya'ya geçiş kapısıdır. Spykman'in Kenar Kuşak Teorisine göre de ele geçirenin dünyaya hakim olacağı bölgedeki kritik bir noktadadır.

c.  Yahudilerin Arz-ı Mevud (vadedilmiş topraklar) olarak adlandırdıkları ve mutlaka ele geçirmeyi hedefledikleri bölgenin önemli bir bölümü ülkemizin güney doğusunda kalmaktadır.

ç.  Anadolu coğrafyası maden ve hidrokarbon elementler açısından çok zengin olan Tetis Metalojenik Kuşağında (Tethyan Metallogenic Belt) yer almaktadır. Bu bölge Karadeniz ve Doğu Akdeniz'i de kapsamaktadır.

d.  Nature Geoscience dergisinde yayımlanan bir bilimsel çalışmada, Avrupa'nın kuzeyini sıcak tutan Atlantik Meridional Devrilme Sirkülasyonu veya kısaca AMOC adı verilen akıntıların, her saniyede 10 Hiroşima bombasına eşdeğer oranda ısı enerjisini kuzeye getirdiği ve Kuzey Avrupa'da bulunan ülkelerin havasını ılık ve nemli tuttuğu belirtilmiştir. Araştırma sonucuna gö-re küresel ısınmanın, gelecek yüzyılda bu akıntıları etkileyeceği ve soğutacağı anlaşılmaktadır. Buna göre Kuzey Amerika'nın doğusunda su seviyesi yükselecek ve taşkınlar meydana gelecek, bu bölge ile Kuzey Avrupa aşırı soğumadan ötürü yaşanması çok zor hale gelecektir. Bu doğal gelişme ABD ve Avrupalıları yeni vatan arayışına itmektedir.

Türk Milleti en son olarak bu girişimleri Kurtuluş Savaşı ile püskürtmüş ve Ulu Önder Atatürk'ün liderliğinde Anadolu'nun Türk yurdu olduğunu, bizi buradan çıkarmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini ilan etmiştir. Atatürk sonrası dönemde bu mücadele, Yeni Dünya Düzeni kapsamında doğrudan savaş yerine ekonomik ve siyasi açıdan bağımlı hale getirme, ekonomik krizler ve terörist faaliyetlerle önce bölme ve uygun şartlar oluşunca işgal etme planına dönüşmüştür. Bu plan halen devam etmektedir.  

Bu plan dahilinde, Hristiyan Batı NATO şemsiyesi altında ülkemizi askeri açıdan kuşatma altına almıştır. İlgi ve etki alanımızdaki NATO/ABD üsleri bulunan ülkeler şunlardır: Kosova, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Yunanistan (adalar dahil), Bulgaristan, Romanya, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE, İsrail, Katar, Kuveyt, Mısır ve Umman. Karadeniz'in kontrolü kapsamında da Ukrayna ve Gürcistan'da üslenme ve bu ülkeleri NATO üyesi yapma çalışmaları devam etmektedir.  Bunlara ilave olarak, İsrail, Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerimizi gözetlemek üzere Girit'e bir radar sistemi kurmuştur. İngiltere Güney Kıbrıs'ta pasif halde bulunan üslerini aktif hale getirmiş ve yeni uçaklarla takviye etmiştir. Fransa, GKRY ile bir savunma işbirliği anlaşması imzalamış ve bu kapsamda Kıbrıs'ta deniz ve hava üssü edinmiştir.

NATO bu faaliyetlerle ülkemizi kuşatırken, İran ve Rusya'yı da kuşatmaya çalışmaktadır. Bu faaliyetlere karşılık olarak Rusya, bir yandan Kuzey Avrupa'ya yakın bölgelerde ve Karadeniz'de askeri faaliyetlerini artırırken, diğer yandan Kırım, Kafkasya, İran, Irak, Suriye bölgesinde, İran ile işbirliği halinde, oluşturduğu hilal şeklindeki hatla NATO'nun ilerlemesine engel olmaya çalışmaktadır.

Ne yapmalı?

Görüldüğü üzere durum son derece kritiktir ve Hristiyan Batı ile İsrail'in bu emellerinden vazgeçmesi mümkün değildir. Kuşatmayı kırmak ve bu topraklarda bağımsızlığımızı ilelebet devam ettirmek maksadıyla alınması gerekli tedbirlere yönelik çözüm önerileri aşağıdadır:

a. Dış politikada NATO güdümünden kurtulmak gereklidir. Bu kapsamda aynı coğrafyayı paylaştığımız ülkelerle karşılıklı menfaat ilişkisine dayalı stratejik işbirliği faaliyetleri geliştirilmelidir. 

b. Türk yurdu Anadolu için ileri karakol durumunda bulunan Kafkasya, Ortadoğu, Balkanlar ile Akdeniz ve Karadeniz'deki siyasi ve askeri faaliyetler artırılmalıdır. Montrö Boğazlar Sözleşmesini tehlikeye düşürecek Kanal İstanbul vb. faaliyetlerden vazgeçilmeli, özellikle Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adalarımızı işgale yönelik faaliyetlerine son verilmelidir.

c. Savunma sanayii faaliyetleri yerli üretime yönelerek geliştirilmelidir. Özellikle elektronik harp, hava savunma, füze sistemleri ve uzay teknolojilerine yönelik faaliyetlere ağırlık verilmelidir.

ç. TSK başta olmak üzere ülkemizin silahlı güçleri yeni nesil silah ve teçhizatla donatılarak güçlendirilmeli, personel ve birlik sayısı artırılmalı ve siyasetten kesinlikle uzak tutularak, bir zümrenin değil milletin silahlı gücü olması sağlanmalıdır.

d. Yurt içinde ayrıştırıcı politikalara son verilmeli, üniter devlet yapısından asla taviz verilmemeli ve ahlaki çöküntüye neden olan yolsuzluklarla mücadele edilerek milli birlik ve beraberlik sözde değil özde sağlanmalıdır.

e. Bunların hepsinden daha önemli olmak üzere, ekonomik bağımsızlığımızı tam anlamıyla elde ederek refah toplumu olmamızı sağlayacak merhum Prof.Dr. Haydar Baş'ın yazdığı Milli Ekonomi Modeli hayata geçirilmeli ve emperyalist batının en önemli sömürü aracı olan kapitalist ekonomi sistemine son verilmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.