Ankara
Hava Durumu

#Vergi

ortamhaber.com - Vergi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Vergi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Denktaş kovulmuştu hatta ağlatılmıştı" Haber

"Denktaş kovulmuştu hatta ağlatılmıştı"

"Denktaş kovulmuştu hatta ağlatılmıştı" "Madem dünyada itibarınız yüksek KKTC'yi neden tanıtamadınız?" "Madenlerimiz yabancılara peşkeş çekilemez" Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Lütfullah Önder düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. KKTC yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Eskişehir Beylikova'daki nadir toprak elementlerinin ABD'ye verileceği iddiası Önder'in gündemindeki konulardı. BTP Sözcüsü Önder şunları söyledi; "Denktaş kovulmuştu hatta ağlatılmıştı" (ORTAMHABER) - "Bu hafta sonu Kıbrıs'ta seçimler yapıldı. CTP seçimleri kazandı. Bunun üzerine Türkiye'de çok farklı tartışmalar yükselmeye başladı. Bu vesileyle 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kıbrıs politikası nedir?' diye sormak istiyoruz. Çünkü özellikle son 15 - 20 yıldır birbiriyle çelişen birçok adım atıldığını görmekteyiz. KKTC'de CTP seçimleri ilk kez kazanmıyor. CTP 2005 yılında da Mehmet Ali Talat'la birlikte seçimleri kazanmıştı. O dönem Kıbrıs davasının sembol ismi, ömrünü o davaya adamış olan Rauf Denktaş, Türkiye'de yetkililere işin önemini anlatmaya çalışmak istediğinde dışlanmıştı, kovulmuştu hatta ağlatılmıştı. Türkiye o dönem Annan Planına destek veriyordu yani Mehmet Ali Talat'ın CTP'sinin savunduğu fikirlere destek veriyordu. O zaman Annan planı Rum tarafınca reddedilmeseydi şu an zaten uygulamaya çoktan konmuştu. "Madem dünyada itibarınız yüksek KKTC'yi neden tanıtamadınız?" Türkiye neden KKTC'yi dünyaya tanıtmak için bir girişimde bulunmuyor? Bizlere, 'Dünyada itibarımız çok, İslam ülkeleri bizim ağzımıza bakıyor, Türk devletleri elimizi kaldırsak koşmaya hazırlar, Trump bile bize hayran' deniyor. Peki dünyada böylesine itibarımızın yüksek olduğu bir dönemde biz KKTC'yi tanıtmak için uğraşmıyor muyuz? Uğraşmıyorsak o zaman demek ki Rumlarla birleşmek isteyenlerin fikirlerini yanlış bulmuyoruz demektir. Eğer uğraşıyoruz ama kimse bizim sözümüzü dinlemiyorsa o zaman da kendimizde gördüğümüz itibarda bir sorun var. "Türkiye, Kıbrıs politikasını net bir şekilde belirlemeli" Kıbrısla ilgili yıllarca 'çözümsüzlük çözüm değil' dediler. Peki neden bu tablonun devam etmesi istenebilir? Çünkü Kıbrıs tanınmadığı zaman ne oluyor? Kıbrıs'ta her türlü suç örgütü rahatlıkla faaliyet gösterebiliyor, kara para aklanma yeri haline gelebiliyor, mafya örgütlerinin hesaplaştığı bir alan haline gelebiliyor, kumarın yer bulduğu bir yer haline gelebiliyor maalesef. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs politikasını net bir şekilde belirlemeli ve bütün adımlarını buna göre atmalı. Yoksa bu zigzaklarla bir adım ilerleyemeyiz. "Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'de her geçen gün kan kaybediyoruz" İsrail, Rum kesimiyle işbirliği yapıp Kıbrıs'ın etrafında doğalgaz araması yapıp Doğu Akdeniz'de kendisi için münhasır ekonomik bölge oluşturup hak sahibi oluyor. Rusya bölgede hak sahibi olduğunu iddia ediyor, ABD zaten hak sahibi olduğunu iddia ediyor. Dünyadaki birçok devlet Doğu Akdeniz'deKİ kaynakları önemsiyor. Kıbrıs Türkiye için sadece Doğu Akdeniz'deki varlığımız ve ekonomik çıkarlarımız için değil güvenlik açısından da çok önemli. Kıbrıs'ta şehit vererek bir kazanım elde ettik ama maalesef iktidarın bu konuda net bir politika çizmemesi ve net bir duruş ortaya koymaması nedeniyle Kıbrıs'ta her geçen gün kan kaybediyoruz. "İktidar yalanlıyorsa daha sonra bunun doğru olduğunu büyük ihtimal görürüz" Eskişehir'de nadir toprak elementlerine ilişkin ciddi bir kaynağın varlığı Cumhurbaşkanımız tarafından da ifade edildi. Bu ne zaman ifade edildi? Amerika'yla bu konuda anlaşma yapıldığı, nadir toprak elementlerinin Amerika'ya verildiği yönünde Türkiye'de muhalefetin eleştirileri üzerine böyle bir kaynağın varlığından bahsedildi ve hiçbir devlet ile anlaşma yapılmadığı söylendi. Öncelikle şunu ifade edelim. İktidar bunu yalanlıyorsa daha sonra bunun doğru olduğunu büyük ihtimal görürüz. Çünkü şu ana kadar genelde yalanlanan şeylerin doğru olduğuna şahit olduk. "Türkiye hazinenin üstünde oturan dilenci gibi" Kurucu liderimiz Prof.Dr. Haydar Baş yıllarca 'Türkiye 3 katrilyon dolarlık bir maden rezervine sahip' dedi. Yine kurucu liderimizin ifadesiyle bu, biz bu kaynağı devreye koyduğumuzda Türk milletini kıyamet sabahına kadar bir eli yağda, bir eli balda bakacak bir ekonomik güç demektir. Ama maalesef Türkiye hazinenin üstünde oturan dilenci gibi. Neden? Çünkü madenlerimizi millet yararına, devlet yararına kullanamıyoruz. Peki neden kullanamıyoruz? 2023'ten 'Lozan'da gizli anlaşma var. Bundan dolayı çıkaramıyoruz, kullanamıyoruz' gibi bir yalanı alttan alta yaymışlardı. Asıl mesele şu: Madenler çıkarılıyor ama milletimiz ve devletimiz menfaatine kullanamıyoruz. Neden? Çünkü 2005'te, 2007'de maden yasasında, petrol yasasında değişiklikler yaptık ve bu yaptığımız değişikliklerle devletin payını yok denecek kadar azalttık. Bu pay yüzde 2 ile yüzde 4 arasında değişiyor. Öteyandan vergide de beyan usulünü getirdik. Yani madeni çıkaran firma ne kadar beyan ederse o beyanı üzerinden vergi verecek. Dolayısıyla vergi almak da mümkün değil bu faaliyetten. Bunların birçoğu yabancı firma. İçeride yerli taşaronu, yerli ortağıyla birlikte faaliyet gösteren yabancı firmalar maden alanlarını ruhsatlandırdı ve götürüyor. Madenleri yurt dışına götürürken de ihracat yaptığı için teşvik alıyor. Yani adeta çıkarıyorlar devlete hiçbir şey vermeden bedavaya çıkarıyor. Yurt dışına götürürken nakliye parasını bile bu millete ödetircesine bir yasal düzenlemeler oluşturuldu. Bu yasal düzenlemelerden sonra Türkiye'de her taraftan maden çıkmaya başladı ama bu madenlerden millete, devlete bir fayda yok. "Madenlerimiz yabancılara peşkeş çekilemez" Bu konuda Bağımsız Türkiye Partisi farklı bir partidir. Kurulduğumuz günden bugüne madenler en çok üzerinde durduğumuz başlıkların başında gelir. Bizim maden politikamız şudur; devlet millet ortaklığıyla madenlerin yüzde 51'i devletin, yüzde 49'u milletin olmak üzere işletilecek ve ekonomiye kazandırılacaktır. İsteyen o madenlerde çalışacak, kazanacak, isteyen oraya ortak olacak, kazanacak. Kazanan Türk milleti olacak. Kazanan Türk devleti olacak. İşte 3 katrilyon dolarlık büyük bir rezerv o zaman devlet millet menfaatine kullanılır, buradan devlet çok büyük gelirler elde eder. Şimdi artık her şeyden vergi alınıyor. Cezalar devletin en temel gelir kalemlerinden biri oldu. Vergiler dışında devletin başka bir gelir kalemi kalmadı. Madenlerimiz devlet millet ortaklığıyla işletilmiş olsa yani Bağımsız Türkiye Partisi'nin programı devreye girmiş olsaydı devletin vergileri bu gelirlerin yanında küçük kalırdı. Türkiye'de her yerden maden çıkmasına, doğalgaz çıkmasına, petrol çıkmasına rağmen devletin bütçesine bakıyoruz. 2025 bütçesini açın inceleyin. Bu kadar zenginlik içerisinde madenlerden elde edilen gelirin yok denecek kadar az olduğunu görüyorsunuz. Peki çıkarıldığı halde neden bu gelir yok? İşte biraz önce anlattığım sebeplerin sağlamasıdır bu. Son cümlemiz şu olsun; madenlerimiz Türk milletinin ve Türk devletinin malıdır, hiçbir yabancı firmaya verilemez, madenlerimiz yabancılara peşkeş çekilemez. Bu madenler millet menfaatine, devlet menfaatine devreye sokulup milletin zenginleşmesine aracılık etmelidir."

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” Haber

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar”

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” - “Belli imani sözcüklerin karşılığında ahlaksızlığı, hırsızlığı satın alabileceğimizi zannediyoruz” - “Atatürk ‘Gökten indiği sanılan dogmalar’ sözünü ne için söyledi” - “Ne oldu da cani APO için 40 yıldır yapılamayan yürüyüş bu sene yapıldı” - “Türk olmak suç oldu!” - “Neye el attılarsa bozdular, sıra kardeşliğe geldi” - BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Sivas’ta konuştu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisince Sivas’ta düzenlenen ‘Geleceğimizi Savunmak’ programına katıldı. Programda konuşan BTP lideri, “‘Allah belasını versin bu kumar illetinin’ denir ya, haksız bir söz mü? Allah evlerden uzak etsin. Ondan sonra bir çeteleşme belası almış başını gitmiş. Bunları yaşıyoruz; uyuşturucu madde bağımlılığı… Biz 30 ilde yüzlerce, binlerce gencimize ve ailesine bu belaların nasıl bir bela olduğunu anlattık ve 81 ilin tamamında bunu yapacağız” dedi. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” Türkiye’de sistematik bir şekilde sürdürülebilir yöntemlerle gayrimeşru yollara devam ediyorlar. Milyarlarca dolar servet ediniyorlar ve gayrimeşruyu bırakmıyorlar. Ne ola ki bunun sebebi? Bunun sebebi Türk gençliğini çürütmek, bunun sebebi Türk milletini yok etmek için bir çalışmadır. Biz bununla mücadele ediyoruz, biz bunu durdurmaya çalışıyoruz. Biz bunu bitirmeye çalışıyoruz ve göreceksiniz hiç demeyin ki azız. Bak vallahi billahi bizim gayretimiz başka bir yere görünsün diye. O, gayreti görür. Allah öyle bir şey halk eder ki bütün her şey tersine döner. Bu gayretin neticesinde evlatlarımızı, çoluğumuzu, çocuğumuzu Allah muhafaza eder. Biz bu gayreti bu yüzden sonuna kadar sürdüreceğiz. “Atatürk meşruiyeti Türk milletinde, İstanbul hükümeti İngilizlerde aradı” Samsun'a çıktığı andan Meclis’in açılışını yapıp ilan ettiği ana kadar Atatürk meşruiyet arıyor. Peki Atatürk bu meşruiyeti kimden almaya çalışıyor? Türk milletinden. Siz eğer bir mücadele yapacaksanız kimin meşruiyetine ihtiyacınız varmış? Milletin meşruiyetine! Nereden biliyoruz? Atatürk'ten biliyoruz. Biz biliyoruz ki tarih tekerrürlerden ibarettir. Aynı dönemlerde İstanbul hükümeti meşruiyetini elde etmek istiyordu. Ankara'ya karşı, Sivas'a karşı, Erzurum'a karşı, Kuvay-i Milliye'ye karşı meşruiyet elde etmek istiyordu. O meşruiyeti İngiliz’den almak istiyordu. Şimdi kim Atatürk, kim İstanbul hükümeti hepiniz görüyorsunuz. Atatürk ‘Gökten indiği sanılan dogmalar’ sözünü ne için söyledi Gökten indiği sanılan dogmalar diyorlar ya, hani Atatürk’ün Allah'la derdi varmış gibi… Atatürk'ün Allah'la derdi olur mu? Hasta mısın sen? Atatürk'ün derdi ilahlaştırılanlarla! Atatürk'ün derdi onlarla. Çünkü millete bir ferman geliyor, nereden geldi? Gökten geldi. Neden? Çünkü sen tebaasın! Bunu da bir dipnot olarak, tarihe not bir daha bırakalım. “Dinle birlikte bizi çürütüyorlar” Dinle birlikte bizi çürütüyorlar. Ben bunu inançlı bir insan olarak söylüyorum. Tekrar altını çiziyorum. Normalde Türkiye'deki en büyük sıkıntılardan biri de şudur; ben inançlı mıyım? Bu da inançlı. O zaman bu her türlü kötülüğü yapsın! Çünkü ikimiz de inançlıyız yani inanç ve dilimizden çıkan belli imani sözcüklerin karşılığında ahlaksızlığı satın alabileceğimizi, hırsızlığı satın alabileceğimizi, yolsuzluğu satın alabileceğimizi, edepsizliği satın alabileceğimizi zannediyoruz. Niye? Çünkü biz muhafazakarız, biz mütedeyyiniz, biz inançlıyız! Eğer böyleysek biz her şeyi yapabiliriz gibi bir zihniyet, bir düşünce. Hatta bizim etrafımızda öyle insanlar varsa, inançlılarsa onlar da yapabilir. Hırsız ama benim hırsızım, yolsuz ama benim yolsuzum! Mantık bu. Böyle bir felaket olabilir mi? Sen insanlığını yitiriyorsun kardeşim. İnsan olmadan İslam olamazsın istediğin kadar uğraş. Sen İslam olacaksan da önce insan olacaksın. “23 yıldır belki de 23 tane sistem değiştiler ama hala doğruyu bulamadılar” Şimdi genci ne yapıyor? Affedersiniz elinde top gibi oynuyor. Çocuklarla top gibi oynuyor. Biz şunu konuşuyoruz; 6,5 milyon ne eğitimde ne işte genç var. Bu tehlike, doğru ya eğitimdeki tehlikede değil mi? Düzgün eğitim mi alıyor? Şimdi neymiş? 12 yıllık zorunlu eğitimi kısaltacakmışız. Niye? İşte boşa geçen zaman. Ya babacığım boşa geçen zaman arıyorsan 12'sini de kaldır çünkü eğitim vermiyorsun. Bu ülkede zorunlu eğitim kaç yıldı? Ben okurken 8’di. Bizden önce 5'ti, 5'i 8 yaptın, 8'i 12 yaptınız. Şimdi diyorsunuz ki 12 uzun. Bunu kısaltalım. Siz niye sürekli bizim eğitim sistemimizle oynuyorsunuz? Bakın Türkiye'de eğitim sistemi doğruyu bulmamak üzerine kurulu bir sistemdir. 23 yıldır belki de 23 tane sistem değiştiler ama hala doğruyu bulamadılar. Bakın doğruyu arayan 23 senede bulurdu. Siz doğruyu aramadığınızdan bulamıyorsunuz. Sizin maksadınız farklı. İnsanımızı eğitmek isteyen ve eğitim yoluyla bu sorunların çözülebileceğini düşünen Türkiye'de bir tane siyasi parti var. O da Bağımsız Türkiye Partisi. “Ne oldu da cani Apo için 40 yıldır yapılamayan yürüyüş bu sene yapıldı” Türkiye'de sorun yozlaşma, çeteler, kumar, uyuşturucu, emekli maaşları, asgari ücret, geçim. Sorun ama neymiş sorun… İşte açılım yapacağız, uzun bir isimle bir komisyon kuruldu ve bir şeyler oluyor. Bebek katili, terörist elebaşı, cani Apo için Diyarbakır'da yürüyüş yapılıyor. Şimdi çok basit bir soru soracağım. Ekim 2025'te yürüyüş yapıldı. APO için. Ekim 2024'te yapıldı mı? Ekim 2023'te yapıldı mı? Ekim 2022'de yapıldı mı? Ekim 2021'de yapıldı mı? 40 senedir terör belası var hiç yapılabildi mi? Yapılamadı. Şimdi ne oldu da yürüyüş yapabildiler? Bir senede bu ülkede ne değişti? Bu soru bu süreci başlatanların sırtında kambur olarak yeter. “Türk olmak suç oldu” Bir süreç başladı Türk olmak suç oldu. Türküm dediğin zaman ayrıştırıyorsun, Allah Allah! Şimdi bir de Meclis’in hesabından Kürtçe paylaşım yapıldı. Ona tepki gösterenlere de ‘Siz hemen kavga istiyorsunuz’ diye tepki gösteriyorlar. Kardeşim bizim derdimiz lisanla değil, bizim derdimiz insanla da değil. Bizim derdimiz o insanların zihniyetiyle, o insanların kurmak istediği nizamla. Bizim lisanla bir derdimiz yok. Bir nizam kurmak istiyorlar. “Neye el attılarsa bozdular, sıra kardeşliğe geldi” Türkiye bin yıldan fazla zamandan beri bir sürü farklı etnik grubun bir arada yaşadığı bir coğrafya. Bunları uğraştılar, uğraştılar kavga ettiremediler ama illa kavga ettirecekler. Şimdi bir de hükümete şöyle bir endişeyle yaklaşıyoruz; neye elini atsalar darmadağın oluyor. Bir dönem araba fiyatlarını durduracağım diye bir şeyler yaptılar araba fiyatları fırladı güya araba fiyatlarını baskılayacaklardı. Sonra çıktılar ‘Bu kira işi sıkıntılı yüzde 25 sınırı koyalım’ dediler milleti birbirine düşürdüler. O dönem hatırlayın ev sahibi kiracısını vurdu, kiracı ev sahibini vurdu haberleri görüyorduk. Şimdi öyle bir hükümetimiz var ki evlere şenlik. Nereye elini atsa onu bozmayı beceriyor. Şimdi de nereye eline attı? Türkiye'nin kardeşliğine eline attı. Türkiye’de geçen sene emekli yılıydı, emeklimiz burada. Bu sene aile yılı, aileler de burada. Hanginizin çocuğu evlenebiliyor? Durum ortada. Şimdi bir de kardeşliğe el attı! “Prof. Dr. Haydar Baş’ın 12 yıl önce söylediği madenleri Sayın Cumhurbaşkanı şimdi anlatıyor” Bütün sorunların temeline iniyorsunuz. Bakıyorsunuz ne eksik? Para eksik. Para yok! Ülke olarak paramız var aslında. İmkanlarımız inanamayacağınız kadar fazla. Babam yıllarca anlattı. Ben , ‘Bu ülkenin madenleriyle kıyamete kadar zenginlikte yüzdürürüm bu milleti! dedi. Millet inanmadı. Eskişehir'de 12 sene, ‘Eskişehir'deki madenle en az 20 yıl bütün ülkeyi bakarım’ diyor. Aradan 12 yıl geçti. Eskişehir'de nadir toprak elementlerini Sayın Cumhurbaşkanı anlatıyor şimdi. Bu zenginlikte size para düşmüyor. Size ne düşüyor? Vergi, vergi. Bir de öyle bir vergi düzeni ki; pul vergisi var. Puldan vergi alıyorlar. Dünya olmuş dijital biz hala pula vergi ödüyoruz. Bunlar yakında kul vergisi alacaklar. Bir de bu boşanmaları düşürmek için şöyle bir yöntem geliştirilebilir; dul vergisi.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.