Ankara
Hava Durumu

#Hüseyin Baş

ortamhaber.com - Hüseyin Baş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hüseyin Baş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak Haber

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), 9. Olağan Büyük Kongresini yapmaya hazırlanıyor. Kongre, 7 Aralık 2025 Pazar günü Ankara Keçiören'deki Taha Akgül Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. 1340 delegenin oy kullanacağı kongre, saat 11.00'de başlayacak. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, kongrede tek aday olarak yer alacak. Hüseyin Baş, konuşmasında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunacak. Kongre öncesi açıklama yapan BTP Sözcüsü Lütfullah Önder, "Bu kongrede 'İstikbal biziz, biz geleceğiz' sloganını kullanacaklarını ifade ederek herkesi kongreye davet etti. BTP Sözcüsü Önder’in açıklaması şöyle: "7 Aralık Pazar günü Ankara Taha Akgül Spor Salonu'nda 9. Olağan Büyük Kongremizi yapacağız. 81 ilden 1340 delege, on binlerce insanımızın katılımıyla bu kongreyi gerçekleştiriyoruz. Milletimizin en büyük derdi ekonomi. Bunun farkındayız. Özellikle ekonomide partilerin liberal politikaları daha iyi uygulama iddiasıyla birbirleriyle yarıştığı dönemde, ekonomiye bambaşka bir pencereden bakan kurucu liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli’ni programına alan bir siyasi parti olarak 'Ekonomiyi biz çözeriz' diyerek milletimizi kongremize davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Ey yükselen nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizsiniz.' sözünün muhatabı olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu kongrede 'İstikbal biziz, biz geleceğiz!' sloganıyla insanımızı kongreye davet ediyoruz. Tüm halkımızı 7 Aralık Pazar günü Ankara Taha Akgül Spor Salonu'nda buluşmaya davet ediyoruz."

BTP'den Konya'da Geleceği Savunmak programı Haber

BTP'den Konya'da Geleceği Savunmak programı

BTP'den Konya'da Geleceği Savunmak programı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Konya’da “Geleceği Savunmak” programı düzenledi. Türkiye genelinde yapılan ve uyuşturucu, sanal kumar, çeteleşme ve ahlaki yozlaşmaya karşı uzman isimlerin bilgiler verdiği programların konya ayağı BTP Konya İl Başkanı Hasan Öztürk’ün açılış konuşmasıyla başladı. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın talimatı ile gençliği ve tüm toplumu tehdit eden bağımlılıklara karşı mücadele başlattıklarını ifade eden Öztürk kumarın yasal bahis adı altında meşru hale getirildiğini söyledi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programda Nöroloji Uzmanı Doktor İbrahim Mumcuoğlu madde kullanan çocukların davranış özellikleri hakkında bilgi verirken Yeşilay Danışmanlık Merkezi Psikoloğu Rümeysa Şen Özdemir ise “Bir kereden bir şey olmaz” anlayışındaki tuzağa dikkat çekti. Programının kapanış konuşmasını Dr. Nuri Kaplan yaptı. Kaplan, "Bu gemiyi sağlamca varacağı yere vardırmak, kıyamete kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Atatürk'ün kurmuş olduğu cumhuriyeti bizim ayakta tutmamız, yaşamamız ve yaşatmamız lazım" dedi. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın 'Bir kişiye, bir topluma kötülük yapmak istiyorsan bunu kumara alıştıracaksın' dediğini ifade eden Kaplan şöyle devam etti, "Burada her birimize vazife düşüyor. Biz bu konuyu Türkiye gündemine taşıdıktan sonra birçok devlet kurumu bu işe el attı. Bu konu Cumhurbaşkanlığı nezdinde Türkiye'nin gündemine getirildi ama çok daha çok daha fazlaların yapılması lazım. Bir farkındalık oluşması, Türkiye'de toplumun kurtarılması ve beka sorunu olmaktan bu meseleyi çıkarmak hayati derecede önemli." BTP’nin Konya’daki Geleceği Savunmak programı konuşmacılara plaket takdimiyle sona erdi.

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” Haber

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar”

- “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” - “Belli imani sözcüklerin karşılığında ahlaksızlığı, hırsızlığı satın alabileceğimizi zannediyoruz” - “Atatürk ‘Gökten indiği sanılan dogmalar’ sözünü ne için söyledi” - “Ne oldu da cani APO için 40 yıldır yapılamayan yürüyüş bu sene yapıldı” - “Türk olmak suç oldu!” - “Neye el attılarsa bozdular, sıra kardeşliğe geldi” - BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Sivas’ta konuştu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisince Sivas’ta düzenlenen ‘Geleceğimizi Savunmak’ programına katıldı. Programda konuşan BTP lideri, “‘Allah belasını versin bu kumar illetinin’ denir ya, haksız bir söz mü? Allah evlerden uzak etsin. Ondan sonra bir çeteleşme belası almış başını gitmiş. Bunları yaşıyoruz; uyuşturucu madde bağımlılığı… Biz 30 ilde yüzlerce, binlerce gencimize ve ailesine bu belaların nasıl bir bela olduğunu anlattık ve 81 ilin tamamında bunu yapacağız” dedi. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Türk gençliğini çürütmeye, Türk milletini yok etmeye çalışıyorlar” Türkiye’de sistematik bir şekilde sürdürülebilir yöntemlerle gayrimeşru yollara devam ediyorlar. Milyarlarca dolar servet ediniyorlar ve gayrimeşruyu bırakmıyorlar. Ne ola ki bunun sebebi? Bunun sebebi Türk gençliğini çürütmek, bunun sebebi Türk milletini yok etmek için bir çalışmadır. Biz bununla mücadele ediyoruz, biz bunu durdurmaya çalışıyoruz. Biz bunu bitirmeye çalışıyoruz ve göreceksiniz hiç demeyin ki azız. Bak vallahi billahi bizim gayretimiz başka bir yere görünsün diye. O, gayreti görür. Allah öyle bir şey halk eder ki bütün her şey tersine döner. Bu gayretin neticesinde evlatlarımızı, çoluğumuzu, çocuğumuzu Allah muhafaza eder. Biz bu gayreti bu yüzden sonuna kadar sürdüreceğiz. “Atatürk meşruiyeti Türk milletinde, İstanbul hükümeti İngilizlerde aradı” Samsun'a çıktığı andan Meclis’in açılışını yapıp ilan ettiği ana kadar Atatürk meşruiyet arıyor. Peki Atatürk bu meşruiyeti kimden almaya çalışıyor? Türk milletinden. Siz eğer bir mücadele yapacaksanız kimin meşruiyetine ihtiyacınız varmış? Milletin meşruiyetine! Nereden biliyoruz? Atatürk'ten biliyoruz. Biz biliyoruz ki tarih tekerrürlerden ibarettir. Aynı dönemlerde İstanbul hükümeti meşruiyetini elde etmek istiyordu. Ankara'ya karşı, Sivas'a karşı, Erzurum'a karşı, Kuvay-i Milliye'ye karşı meşruiyet elde etmek istiyordu. O meşruiyeti İngiliz’den almak istiyordu. Şimdi kim Atatürk, kim İstanbul hükümeti hepiniz görüyorsunuz. Atatürk ‘Gökten indiği sanılan dogmalar’ sözünü ne için söyledi Gökten indiği sanılan dogmalar diyorlar ya, hani Atatürk’ün Allah'la derdi varmış gibi… Atatürk'ün Allah'la derdi olur mu? Hasta mısın sen? Atatürk'ün derdi ilahlaştırılanlarla! Atatürk'ün derdi onlarla. Çünkü millete bir ferman geliyor, nereden geldi? Gökten geldi. Neden? Çünkü sen tebaasın! Bunu da bir dipnot olarak, tarihe not bir daha bırakalım. “Dinle birlikte bizi çürütüyorlar” Dinle birlikte bizi çürütüyorlar. Ben bunu inançlı bir insan olarak söylüyorum. Tekrar altını çiziyorum. Normalde Türkiye'deki en büyük sıkıntılardan biri de şudur; ben inançlı mıyım? Bu da inançlı. O zaman bu her türlü kötülüğü yapsın! Çünkü ikimiz de inançlıyız yani inanç ve dilimizden çıkan belli imani sözcüklerin karşılığında ahlaksızlığı satın alabileceğimizi, hırsızlığı satın alabileceğimizi, yolsuzluğu satın alabileceğimizi, edepsizliği satın alabileceğimizi zannediyoruz. Niye? Çünkü biz muhafazakarız, biz mütedeyyiniz, biz inançlıyız! Eğer böyleysek biz her şeyi yapabiliriz gibi bir zihniyet, bir düşünce. Hatta bizim etrafımızda öyle insanlar varsa, inançlılarsa onlar da yapabilir. Hırsız ama benim hırsızım, yolsuz ama benim yolsuzum! Mantık bu. Böyle bir felaket olabilir mi? Sen insanlığını yitiriyorsun kardeşim. İnsan olmadan İslam olamazsın istediğin kadar uğraş. Sen İslam olacaksan da önce insan olacaksın. “23 yıldır belki de 23 tane sistem değiştiler ama hala doğruyu bulamadılar” Şimdi genci ne yapıyor? Affedersiniz elinde top gibi oynuyor. Çocuklarla top gibi oynuyor. Biz şunu konuşuyoruz; 6,5 milyon ne eğitimde ne işte genç var. Bu tehlike, doğru ya eğitimdeki tehlikede değil mi? Düzgün eğitim mi alıyor? Şimdi neymiş? 12 yıllık zorunlu eğitimi kısaltacakmışız. Niye? İşte boşa geçen zaman. Ya babacığım boşa geçen zaman arıyorsan 12'sini de kaldır çünkü eğitim vermiyorsun. Bu ülkede zorunlu eğitim kaç yıldı? Ben okurken 8’di. Bizden önce 5'ti, 5'i 8 yaptın, 8'i 12 yaptınız. Şimdi diyorsunuz ki 12 uzun. Bunu kısaltalım. Siz niye sürekli bizim eğitim sistemimizle oynuyorsunuz? Bakın Türkiye'de eğitim sistemi doğruyu bulmamak üzerine kurulu bir sistemdir. 23 yıldır belki de 23 tane sistem değiştiler ama hala doğruyu bulamadılar. Bakın doğruyu arayan 23 senede bulurdu. Siz doğruyu aramadığınızdan bulamıyorsunuz. Sizin maksadınız farklı. İnsanımızı eğitmek isteyen ve eğitim yoluyla bu sorunların çözülebileceğini düşünen Türkiye'de bir tane siyasi parti var. O da Bağımsız Türkiye Partisi. “Ne oldu da cani Apo için 40 yıldır yapılamayan yürüyüş bu sene yapıldı” Türkiye'de sorun yozlaşma, çeteler, kumar, uyuşturucu, emekli maaşları, asgari ücret, geçim. Sorun ama neymiş sorun… İşte açılım yapacağız, uzun bir isimle bir komisyon kuruldu ve bir şeyler oluyor. Bebek katili, terörist elebaşı, cani Apo için Diyarbakır'da yürüyüş yapılıyor. Şimdi çok basit bir soru soracağım. Ekim 2025'te yürüyüş yapıldı. APO için. Ekim 2024'te yapıldı mı? Ekim 2023'te yapıldı mı? Ekim 2022'de yapıldı mı? Ekim 2021'de yapıldı mı? 40 senedir terör belası var hiç yapılabildi mi? Yapılamadı. Şimdi ne oldu da yürüyüş yapabildiler? Bir senede bu ülkede ne değişti? Bu soru bu süreci başlatanların sırtında kambur olarak yeter. “Türk olmak suç oldu” Bir süreç başladı Türk olmak suç oldu. Türküm dediğin zaman ayrıştırıyorsun, Allah Allah! Şimdi bir de Meclis’in hesabından Kürtçe paylaşım yapıldı. Ona tepki gösterenlere de ‘Siz hemen kavga istiyorsunuz’ diye tepki gösteriyorlar. Kardeşim bizim derdimiz lisanla değil, bizim derdimiz insanla da değil. Bizim derdimiz o insanların zihniyetiyle, o insanların kurmak istediği nizamla. Bizim lisanla bir derdimiz yok. Bir nizam kurmak istiyorlar. “Neye el attılarsa bozdular, sıra kardeşliğe geldi” Türkiye bin yıldan fazla zamandan beri bir sürü farklı etnik grubun bir arada yaşadığı bir coğrafya. Bunları uğraştılar, uğraştılar kavga ettiremediler ama illa kavga ettirecekler. Şimdi bir de hükümete şöyle bir endişeyle yaklaşıyoruz; neye elini atsalar darmadağın oluyor. Bir dönem araba fiyatlarını durduracağım diye bir şeyler yaptılar araba fiyatları fırladı güya araba fiyatlarını baskılayacaklardı. Sonra çıktılar ‘Bu kira işi sıkıntılı yüzde 25 sınırı koyalım’ dediler milleti birbirine düşürdüler. O dönem hatırlayın ev sahibi kiracısını vurdu, kiracı ev sahibini vurdu haberleri görüyorduk. Şimdi öyle bir hükümetimiz var ki evlere şenlik. Nereye elini atsa onu bozmayı beceriyor. Şimdi de nereye eline attı? Türkiye'nin kardeşliğine eline attı. Türkiye’de geçen sene emekli yılıydı, emeklimiz burada. Bu sene aile yılı, aileler de burada. Hanginizin çocuğu evlenebiliyor? Durum ortada. Şimdi bir de kardeşliğe el attı! “Prof. Dr. Haydar Baş’ın 12 yıl önce söylediği madenleri Sayın Cumhurbaşkanı şimdi anlatıyor” Bütün sorunların temeline iniyorsunuz. Bakıyorsunuz ne eksik? Para eksik. Para yok! Ülke olarak paramız var aslında. İmkanlarımız inanamayacağınız kadar fazla. Babam yıllarca anlattı. Ben , ‘Bu ülkenin madenleriyle kıyamete kadar zenginlikte yüzdürürüm bu milleti! dedi. Millet inanmadı. Eskişehir'de 12 sene, ‘Eskişehir'deki madenle en az 20 yıl bütün ülkeyi bakarım’ diyor. Aradan 12 yıl geçti. Eskişehir'de nadir toprak elementlerini Sayın Cumhurbaşkanı anlatıyor şimdi. Bu zenginlikte size para düşmüyor. Size ne düşüyor? Vergi, vergi. Bir de öyle bir vergi düzeni ki; pul vergisi var. Puldan vergi alıyorlar. Dünya olmuş dijital biz hala pula vergi ödüyoruz. Bunlar yakında kul vergisi alacaklar. Bir de bu boşanmaları düşürmek için şöyle bir yöntem geliştirilebilir; dul vergisi.”

'Atatürk gibi gençler yetiştirmeliyiz, bizim kahramanımız Atatürk'tür' Haber

'Atatürk gibi gençler yetiştirmeliyiz, bizim kahramanımız Atatürk'tür'

'Atatürk gibi gençler yetiştirmeliyiz, bizim kahramanımız Atatürk'tür' BTP Genel Başkan Yardımcısı Seçil Mumcuoğlu: Biz Atatürk gibi çocuklar yetiştirebilir ve süper kahramanımızı çocuklarımıza güzel tanıtabilirsek zaten o çocuklar o hallere düşmezler. Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Türk gençliğini hedef alan uyuşturucu, sanal bahis, çeteler ve ahlaki yozlaşmaya karşı başlattığı 'Geleceğimizi Savunmak' başlıklı programlar serisi devam ediyor. BTP Aydın İl Başkanlığı tarafından da “Geleceğimizi Savunmak” programı düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda dikkat çekici konuşmalar yapıldı. Türkiye Ziraatçiler Derneği Aydın Şube Başkanı Erdem Tusu “Bu programları kırsalda, köylerde de yapılmalı.” derken konuşmacılardan avukat Ali Haydar Mumcuoğlu, bugüne kadar aldığı ceza mahkemesi davalarında müvekkillerin onda dokuzunun bağımlı gençler olduğunun altını çizdi. Programda Yeşilay sunum yapan psikolog Taylan Akbaba ise Yeşilay’ın konuyla ilgili çalışmalarını anlattı ve böyle bir sorun yaşayanlara iletişim kurabilecekleri adresler ile ilgili bilgilendirme yaptı. "Türk milletinin süper kahramanı Atatürk'tür" Programın kapanış konuşmasını ise BTP Genel Başkan Yardımcısı Seçil Mumcuoğlu yaptı. Mumcuoğlu şunları söyledi; “Genel Başkanımız gençliğe kurulan tuzakların bu milletin geleceğine kurulmuş tuzaklar olduğunu bildiği için milletimizi bilinçlendirmek üzere 'Geleceği Savunmak' programlarını başlattı. Beş buçuk milyon gencimiz ne okuyor, ne çalışıyor? Bu yıl bir milyon gencimiz üniversite sınavına girmedi. Yüksek Öğretim Kurumu verilerine göre son on yılda 19 milyon gencimiz yerleştiği üniversiteyi bıraktı. Biz gençlerimizin geleceğe güvenle bakmasını, ülkesinden, vatanından, ailesinden başka hiçbir şeye kendini bağımlı hissetmeden sağlıklı nesiller olarak büyümelerini istiyoruz. O zaman işte Atatürk'ün 'Ey Türk gençliği' diye emanetini teslim ettiği gençleri oluşturabiliriz. Prof. Dr. Haydar Baş, 'Atatürk gibi gençler yetiştirmeliyiz' derdi. Genel başkanımız Hüseyin Baş da, 'Çocuklarımız için süper kahramana ihtiyacımız yok. Çocuklarımızın rol modeli, örnek insan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür' diyor. Biz Atatürk gibi çocuklar yetiştirebilir ve süper kahramanımızı çocuklarımıza güzel tanıtabilirsek zaten o çocuklar o hallere düşmezler. Çünkü O 1918'de işgal gemileri boğazdan geçerken 'Üzülme çocuk geldikleri gibi giderler' dedi. Atatürk 1919'da Samsun'a ayak bastığı zaman yanında hiç kimse yoktu. Onları ikna etti. Çünkü O'nun defterinde umutsuzluk diye bir şey yoktu. 1920 Mayısında idam fermanını çıkarttı padişah. Neden çıkarttı ilan fermanını? Mustafa Kemal İngilizlere bilgi sattığı için, Fransızlara ajanlık yaptığı için ya da Yunan ajanı olduğu için idam fermanı çıkmadı. O dönemin hükümeti Mustafa Kemal Yunan'a, İngilizce, Fransız'a yani işgal kuvvetlerine karşı durduğu için, onlara teslim olmadığı ve milletini teslim etmediği için onunla ilgili idam fermanını çıkarttı. Yunanistan ordusu İngilizlerin bütün teçhizatıyla donatılmıştı. Yunan ordusu da onu korkutmadı. Ne olursa olsun o kendini bu vatana, bu topraklara ait hissetti ve milleti için bugünkü geleceği hazırladı. Prof. Dr. Haydar Baş bey de O'nu bize tanıtarak bizim Atatürk gibi gençler olmamızı sağladı. Biz de şimdi Hüseyin Baş beyle birlikte bağımlılıklardan, çetelerden, olabilecek bütün tehlikelerden onları kurtaralım. Atatürk bizim panzehirimizdir"

Hüseyin Baş'tan dikkat çeken Trump sorusu; Haber

Hüseyin Baş'tan dikkat çeken Trump sorusu;

Hüseyin Baş'tan dikkat çeken Trump sorusu; "Trump, 'Biz Erdoğan'la Gazze ve Suriye konusunda çok verimli görüşme gerçekleştirdik' diyor. Trump'ın hayallerinin gerçekleşmesi noktasında bir mutabakata mı varıldı?" Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Meltem TV'de Gülgun Feyman Budak'ın sunduğu B Planı programına konuk oldu. Programda gündeme ilişkin soruları cevaplandıran Hüseyin Baş çarpıcı açıklamalarda bulundu. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şunları söyledi; "Soruşturma aşamasında olan bir duruma bu şekilde bir yargı koyamazsınız! " "Sayın İmamoğlu özelinde konuşacak olursak; Sayın İmamoğlu şu anda soruşturma aşamasında süreci yürüyen, tutuklu yargılanan biri ama ortada suçlu varmış gibi muamele yapılıyor. Baktığınız zaman hukuki olarak ortada henüz bir yargı kararı yok. Soruşturma aşamasında olan yani delillerin araştırıldığı bir durum var ve burada hukuken, insani olarak siyasi olarak tutuklu olmaması gereken kişiler sırf konuşamasınlar, sırf muhalefet edemesinler, sırf iktidarı rahatsız etmesinler ve konfor alanlarını bozmasınlar diye tutuklu yargılanıyorlar. Bu algıyı oluşturan suç işlediler, para kuleleri yaptılar... Peşkeş çekilen arazilerin üstüne konulan kulelerin bir dairesini almaz para kulesi dedikleri. Ben burada 'Bir suç var, suç yok' demiyorum. Ben sadece şunu söylüyorum; soruşturma aşamasında olan bir duruma bu şekilde bir yargı koyamazsınız! Bunun aksini siz söylediğinizde yargılamayı etkileme suçuna teşebbüsten gözaltına alınabilirsiniz ama bunu iktidar tarafından birisi söylediğinde yorum yapmış oluyor. İktidar tarafı hakaret içerikli bir cümle kullandığında siyasi eleştiri oluyor ama siz gerçek bir bilgiyi ortaya koyup bunu eleştirdiğiniz zaman hakaret etmiş sayılıyorsunuz. "Artık kanun, yasa, anayasa, hukuk, adalet bazı kesim insanlarda yukarıdan gelen talimattan daha kıymetsiz bir halde" Karaman kongremizin iptali de aynı temele dayanıyor.  Neymiş efendim, Sayın Erdoğan'ın resmi varmış da önüne Türk bayrağı ve Atatürk resimleri konulmuş ve 'Sen bunun nasıl önünü kapatırsın' diyerek kongre salonunun kapısına kilit vuruldu. Burada verilmek istenen mesaj şu: "Size bir özgürlük alanı belirledik. Burada oynayın ve fazla sesinizi çıkarmayın." Bunu demeye çalışıyorlar. Müdür, "Kapıya kilit vurduk açmıyoruz." diyor. Suç işliyor, bu anayasal bir suç. Suç şu; Bir siyasi partinin faaliyetini engelleme suçu. Bu suçu işliyor ve bu fiilin suç olduğunu bile bile bunu işliyor, işlemeye devam ediyor. Neden? Çünkü artık kanun, yasa, anayasa, hukuk, adalet bazı kesim insanlarda yukarıdan gelen talimattan daha kıymetsiz bir halde, yukarıdan gelen talimat daha kıymetli.  "Yarın bir seçim olsa bugünkü iktidar partisi yüzde 20'nin üzerinde oy alamayacağının farkında" Bu iktidar çok üzülerek söylüyorum; bir karabasan gibi ülkeye çökmüş bir vaziyette ve 'Her istediğimi ben yapabilirim, hiç kimse bana bir şey söyleyemez' gibi bir düşüncesi var. Neden böyleler bir sorgulamak lazım. Neden böyleler? Çünkü toplumla bir mutabakat halinde değiller, toplumsal mutabakatı artık sağlayamıyorlar, toplumun desteğini, toplumsal meşruiyeti artık arkalarında hissetmiyorlar. Yarın bir seçim olsa bugünkü iktidar partisi yüzde 20'nin üzerinde oy alamayacağının farkında. 2002'den günümüze Türkiye'de seçimler… Sayın Erdoğan için 'Seçim kazanma makinesi' gibi bir propaganda yürür gider. İlk seçimi 2002. Bu seçimde bir kaç tane partinin yüzde 10 barajının kıl payı altında kalmasıyla yüzde 34 ile Türkiye'nin tamamına hükmeden bir tek başına iktidar çıktı. 2007'ye geldik 2007'de Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi birleşip çok rahatlıkla barajı geçebileceklerken bir anda birleşmeme kararı alıyorlar ve ikisi de beşlerde kalıyor. Ne oldu orada? 2007 seçimine giderken e-muhtura diye bir gündem ortaya çıkıyor ve yine AK Parti tek başına iktidar oluyor. 2011'de seçime giriyor hemen öncesinde Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla yine AK Parti tek başına iktidar oluyor. 2015'te seçime giriyor tek başına iktidar olamıyor, seçimi tekrarlatıyorlar. 7 Haziran'la 1 Kasım arasında Türkiye'de bir sürü bombalar patlıyor ve AK Parti yine tek başına iktidar oluyor. Girdikleri bütün seçimlerde seçimin öncesinde toplumu kendilerine mecbur bırakan enteresan olaylar ve gelişmeler izlemiş olduk bugüne kadar. Şu anda bunu dahi elde edemeyeceklerinin farkındalar. Zorlama bir şekilde 20 yıl yürümüş bir iktidar mekanizması iktidarını kaybettiğini görünce 'Baskılayayım, susturayım, korkutayım, elimden ne geliyorsa onu yapayım'  yolunu seçti. "Trump'tan medet umuyorlar" Mededi de nereden umuyor? Milletten medet ummuyor. İtalya'ya gidiyor Meloni'den medet umuyor. Meloni teşekkür ediyor. Niye? Sığınmacılar Avrupa'ya gitmemiş, sıfır sığınmacı! Niye? Hepsi Türkiye'de! Hepsi memnun halinden. Avrupa, 'Bu kişi orada iktidarda ve bizim sığınmacı deposu olmamızı engelliyor, sığınmacıları tutuyor' diyor ve bundan dolayı teşekkür ediyor. Nereden medet umuyorlar? Trump'tan medet umuyorlar.  "Trump'ın hayallerinin gerçekleşmesi noktasında bir mutabakata mı varıldı?" Sayın Erdoğan daha yeni Trump ile görüştü. Çok dikkatimi çeken bir şey, 'Suriye ve Gazze konusunda etraflıca ve çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik' diyor. Trump'ın Gazze planı ne? Trump'ın Gazze planı Gazze'yi bir tatil köyü yapmak, 2 milyon insanı oradan tahliye edip 3-4 tane ülkeye göndermek. Bu çok açık bir plan. Trump'ın Suriye planı ne? Suriye'nin parçalara ayrılması ve orada YPG üzerinden terör devletinin kurulması. Trump'ın planları bunlar ve aynı Trump, 'Biz Erdoğan'la Gazze ve Suriye konusunda çok verimli görüşme gerçekleştirdik' diyor. Trump'ın görüşmeyi verimli olarak nitelendirmesi bize şunu ifade ediyor olabilir mi; Trump'ın hayallerinin gerçekleşmesi noktasında bir mutabakata mı varıldı? "Türkiye'de yapılan şey sadece miting ve bu mitinglerin sonunda İsrail'i yine genişliyor" İsrail'in, Gazze bombalamasının, katliamının karşısında sözde en büyük durana baktığınız zaman iktidar. Kudüs'teki dava, Filistin'deki zulüm, Gazze'deki zulüm yeni değil ki 50 seneden beri var ve bu İsrail bu insanlara zulmediyor. Bu İsrail orada yayılmacı politikasına devam ediyor ve biz sadece miting yapıyoruz. Türkiye'de yapılan şey sadece miting ve bu mitinglerin sonunda İsrail'i yine genişliyor, İsrail yine katliam yapıyor, Amerika geliyor yine İsrail'in önünü açıyor. Biz yine Amerika'yla çok güzel hukuklar geliştiriyoruz. Bütün Amerikan başkanları İsrail konusunda bizim yönetimimizden her zaman memnun oluyor ama dönüp bakıyoruz İsrail konusunda bizim iktidarın çok kırmızı çizgileri varmış gibi bir hava veriliyor. Dolayısıyla tamamen gerçek dışı, gerçeği yansıtmayan bir siyaset modeli var ama artık toplumumuz bunu fark ediyor. Toplum fark etmeye başlayınca ne olmaya başlıyor; 'Artık biz korkutalım, biz baskılayalım aksi halde bu insanlar bize hiçbir zaman zaten oy vermeyecekler gibi bir durum ortaya çıkıyor"

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.