Ankara
Hava Durumu

#Ekonomi

ortamhaber.com - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BTP’nin 9. Olağan Kongresi şölen havasında geçti Hüseyin Baş: Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor Haber

BTP’nin 9. Olağan Kongresi şölen havasında geçti Hüseyin Baş: Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor

BTP’nin 9. Olağan Kongresi şölen havasında geçti Hüseyin Baş: Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor “İstikbal biziz, biz geleceğiz” “Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş” “Vatandaşlık maaşını ilk 2004 yılında Prof. Dr. Haydar Baş anlattı” “Bu ülke o kadar zengin ki, tüm meseleleri çözmek 1 yılımızı almaz” Bağımsız Türkiye Partisi Ankara’da coşkulu bir kongreye imza attı. BTP’nin 9. Olağan Kongresi “İstikbal biziz, biz geleceğiz” sloganı ile Keçiören’deki Taha Akgül Spor Salonu’nda organize edildi. Sabah 10.00’dan itibaren salonda binlerce kişi yerini aldı. Salona sığmayan binlerce partili dışarıda BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ı karşıladı. İlk konuşmasını onlara hitaben yapan BTP lideri “Dışarıda kaldınız, soğukta kaldınız. Çok büyük salonlar istediğimiz halde bize tahsis etmediler. Defalarca başvurduk, bize “yok” dediler, bu tablo sizin eseriniz, izleyin görün. Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor” dedi. Halk oyunlarının sergilendiği, tarihi marşların okunduğu salonda sinevizyon gösterimi de yapıldı. 1340 delegenin oy kullandığı kongreye tek aday olarak katılan Hüseyin Baş’ın konuşmasında öne çıkan bölümler şöyle: “İstikbal biziz, biz geleceğiz” “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.” Atamızın bu emrine, Atamızın bu çağrısına biz de kulak verdik ve dedik ki: İstikbal biziz, biz geleceğiz.” “Milleti bir kase çorbaya muhtaç edenler Sayın Yavaş’a çorba soruşturması açıyor” Türkiye son bir buçuk yıldır gerçekten enteresan bir sürecin içerisinden geçiyor. Arkadaşlarımız az önce şu anda tutuklu bulunan Sayın Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudular. Bugün Ankara’dayız. Sayın Yavaş belki bugün aramızda olacaktı, kendisine davette bulunduk. Ama malum, O’nun da üzerinden bir “çorba soruşturması” geçiyor. Dedim ki: Milleti bir kase çorbaya muhtaç edenler tutup belediye başkanına “niye millete çorba dağıtıyorsun” diye hesap soruyorlar, işe bak. “Demokrasi yüzde 51’in yüzde 49’a tahakküm ettiği sistem değildir” Türkiye’de gazeteci içeride, siyasetçi içeride, iş insanları içeride. Türkiye’de itiraz eden, konuşan veya Türkiye’ye bir şeyler söylemek isteyen herkes içeride. Ondan sonra ne diyorlar: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.” Yahu Türkiye bir hukuk devleti olsa, yılda 50 kere bunu söylemek zorunda kalmazsınız herhalde. Biz onu anlardık, yaşardık. Kusura bakmayın ama demokrasi yüzde 51’in yüzde 49’a tahakküm ettiği sistem değildir. Demokrasi muhalefet edenin hakkının yok sayıldığı sistem değildir. Demokrasi, devletin bekası diye diye, milletin zekası ile dalga geçme değildir. “Biz yüzde 51 oy aldık, bizim her dediğimiz doğru, sizin de söylediklerinizin hiçbir önemi yok.” Ya şimdi siz bu kalabalığı nasıl görmezden geleceksiniz? Sizin bizim sesimizi duymanız için daha ne yapmamız lazım? Şikayetimiz var, hukuktan şikayetimiz var, adaletten şikayetimiz var, eğitimden şikayetimiz var, ekonomiden şikayetimiz var, bizim geleceğimizden endişemiz var. Bunu duymanız için ne yapmamız lazım? “Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş” Tuttular Türkiye terörsüz olacak, terörsüz Türkiye. Yani bütün bunlardan anlaşılan şu: Türkiye’nin terörsüz olması için demokrasisiz olması gerekiyormuş, benim anladığım bu. Türkiye’nin terörsüz olması için hukuksuz olması gerekiyormuş. İş buna döndü. “En muhafazakar iktidar Heybeliada Ruhban Okulu’nu açıyor” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin çok tartışmalara konu oluyor. Dedi ki: “Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını gönülden arzu ederim.” Yani Türkiye’nin en muhafazakar iktidarının kendi söylemlerince en muhafazakar bakanı döndü dolaştı, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açıyor. Yani bunlar epey zaman dindar nesil yetiştireceğiz dediler, o dindarların Hırıstiyanlık dindarı olduğu hiç aklıma gelmezdi. “Bu ülke o kadar zengin ki, tüm meseleleri çözmek 1 yılımızı almaz” Özel bir firma altın madeni bulmuş. Mübarek, memleketin her yerinden altın fışkırıyor, vatandaş meteliğe kurşun sıkıyor. Dolayısıyla ülkemizin ekonomide de çözümü var. Bakın ben dışarıdan bu ülkeyi tanımayan biri olarak baksam derim ki, burayla çalışılmaz, çünkü burası yokuş aşağı gidiyor. Ama vallahi billahi bu ülke o kadar güçlü bir ülke ki, bu ülke o kadar zengin bir ülke ki, bu ülkenin bütün meselelerini çözmemiz şu kadronun bir yılını almaz. Vallahi çözeriz, billahi çözeriz. O yüzden Türkiye’nin ihtiyacı olan şey Milli Ekonomi Modeli’dir. Biz BTP olarak Milli Ekonomi Modeli’ni hayata geçireceğiz. “Vatandaşlık maaşını ilk 2004 yılında Prof. Dr. Haydar Baş anlattı” Milli Ekonomi Modeli konuşulmaya başlandı. Ne deniliyor: “Vatandaşlık maaşı.” Bütün dünyada söyleniyor. Bunu benim babam ilk söylediğinde güya dikkate almadılar. İlk defa 2004 yılında çıktı, “bütün vatandaşlarıma vatandaşlık maaşı vereceğim” dedi. “Öyle şey mi olur” dediler. Şimdi bütün dünya neyi konuşuyor, “basic income, evrensel temel gelir.” “Atatürk’ün yolunda güçlü bir ülke inşa etmek için yola çıkıyoruz” Ülkemizin güçlü olmasını istiyoruz. Güçlü Türkiye diyorsanız, o güçlü Türkiye, Türk Milleti’nin güçlü olmasından geçer. Millet fakru zaruret içerisindeyken devlet güçlü olamaz. İstediğiniz kadar anlatın. Pasaportun sağda solda geçmiyorsa, cebinde paran yoksa, sözün dinlenmiyorsa sen güçlü devlet olamazsın. Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye’yi Atatürk’ün yolunda tekrar güçlü inşa etmek için, güçlü bir Türkiye inşa etmek için bugün Ankara’dan yola çıkmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak Haber

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak

BTP 9. Olağan Büyük Kongresini 7 Aralık Pazar Günü Yapacak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), 9. Olağan Büyük Kongresini yapmaya hazırlanıyor. Kongre, 7 Aralık 2025 Pazar günü Ankara Keçiören'deki Taha Akgül Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. 1340 delegenin oy kullanacağı kongre, saat 11.00'de başlayacak. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, kongrede tek aday olarak yer alacak. Hüseyin Baş, konuşmasında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunacak. Kongre öncesi açıklama yapan BTP Sözcüsü Lütfullah Önder, "Bu kongrede 'İstikbal biziz, biz geleceğiz' sloganını kullanacaklarını ifade ederek herkesi kongreye davet etti. BTP Sözcüsü Önder’in açıklaması şöyle: "7 Aralık Pazar günü Ankara Taha Akgül Spor Salonu'nda 9. Olağan Büyük Kongremizi yapacağız. 81 ilden 1340 delege, on binlerce insanımızın katılımıyla bu kongreyi gerçekleştiriyoruz. Milletimizin en büyük derdi ekonomi. Bunun farkındayız. Özellikle ekonomide partilerin liberal politikaları daha iyi uygulama iddiasıyla birbirleriyle yarıştığı dönemde, ekonomiye bambaşka bir pencereden bakan kurucu liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli’ni programına alan bir siyasi parti olarak 'Ekonomiyi biz çözeriz' diyerek milletimizi kongremize davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Ey yükselen nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizsiniz.' sözünün muhatabı olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu kongrede 'İstikbal biziz, biz geleceğiz!' sloganıyla insanımızı kongreye davet ediyoruz. Tüm halkımızı 7 Aralık Pazar günü Ankara Taha Akgül Spor Salonu'nda buluşmaya davet ediyoruz."

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Lütfullah Önder Haber

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Lütfullah Önder

BTP'den açılım için 'Vardır bir bildikleri' diyenlere FETÖ hatırlatması "Bugün yaşananlara anlam veremeyip 'Vardır bir bildikleri' diyenlere şunu hatırlatıyorum; gelecekte yine büyük bedeller, büyük faturalar ödeyerek ne bildiklerini öğrenmek durumunda kalmayalım" Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Lütfullah Önder basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Lütfullah Önder şunları söyledi; "Milletimizin gündeminde açlık var, yoksulluk var, sağlıklı beslenememek var, barınma ihtiyacı var, ekonomik problemler var ama Türkiye'nin gündeminde maalesef çok uzun bir süredir ekonomi yer alamıyor. Siyasilerimizin 50 bin insanın katili teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı çıkarmak gibi bir çok daha önemli dertleri var. Siyasilerin Öcalan'ın yol göstericiliğinde Türkiye'nin problemlerini - problem dedikleri şey milleti etnik kimlik üzerinden tanımlama - çözmek gibi bir gündemleri var. Geçmişte Selahattin Demirtaş'ın tahliyesini ima edenleri bile teröristlikle, teröristlere destek vermekle suçlayanların şu an Türkiye'de Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi ile ilgili bir gündem oluşturma gibi bir dertleri var. "Bugün yaşananlara anlam veremeyip 'Vardır bir bildikleri' diyenlere..." Siyasilerimiz çok ciddi bir dönüş ve dönüşüm içerisinde maalesef. Bu dönüşüme tabanın ayak uydurması, hazmetmesi çok zor ama buna rağmen, 'Ne olursa olsun ben kendi siyasi partimden dönmem' diyenlere bu konuları sorduğunuz zaman, 'Büyüklerimizin var bir bildiği, devleti yönetenlerin, siyasetçilerin var bir bildiği, bizim aklımız ermez' cevabını duyuyorsunuz. Bu cevapları duyunca ben geçmişe şöyle bir yolculuk yapıyorum. Fethullah Gülen organizasyonunun Türkiye'de milli ve dini değerlerimizin aleyhine faaliyetler yürüttüğü 2000'li yıllarda örneğin Müslüman bir kadını Hristiyan bir erkekle evlendirip müftü, hahan papaz huzurunda nikah kıydırılıp Zaman Gazetesinin manşetinden de 'Bu bir devrim' diye verildiğinde o dönem de FETÖcüler, 'Bizim aklımız ermez. Hocaefendinin var bir bildiği' derlerdi. Aradan yıllar geçti, 15 Temmuz yaşandı ve o sözde hocaefendinin ne bildiğini gördük ama bedeli çok ağır oldu. Büyük bedeller ödedik, insanımız canını kaybetti, kendi yetiştirdiğimiz insanların bizim üzerimize bomba attığını gördük. Onların büyük bir fatura ödeyerek ne bildiğini gördük! Bugün yaşananlara anlam veremeyip 'Vardır bir bildikleri' diyenlere de şunu hatırlatıyorum; gelecekte yine büyük bedeller, büyük faturalar ödeyerek ne bildiklerini öğrenmek durumunda kalmayalım. O nedenle yanlış gördüğümüzün karşısında 'yanlış' diyelim. En azından yanlış yanında yanlışa destek vermek durumunda değiliz. "Bunlara fırsat verirseniz değil Selahattin Demirtaş'ı, Apo'yu bile hapisten çıkarırlar diyorlardı" Selahattin Demirtaş üzerinden yürüyen tartışmaya da bir bakış açısı getirmek istiyorum. Selahattin Demirtaş'ın tahliyesini ilk kez Sayın Devlet Bahçeli, 'Hayırlara vesile olmasını dileyerek' gündeme getirdi. Bunun ardından da gerek Adalet Bakanlığı'ndan ve gerek kendi avukatlarından adımlar, açıklamalar gelmeye başladı. Selahattin Demirtaş'ın tahliyesini ima edenlere bile ciddi tepki gösteriyorlardı. Hem Sayın Cumhurbaşkanı, hem Sayın Devlet Bahçeli çok değil 2023'teki seçimlerde neredeyse propagandanın büyük bölümünü bu tartışma üzerinden yürütmüşlerdi, 'Bunlara fırsat verirseniz değil Selahattin Demirtaş'ı, Apo'yu bile hapisten çıkarırlar' diyorlardı. Milletten bu sözler sayesinde aldıkları oylarla seçildikten sonra 'olmasın' dedikleri şeyleri bizzat kendileri maalesef yapıyorlar. "Hiç kimse hukuk penceresinden konuşmuyor" İşin üzücü taraflarından bir tanesi de şu; Selahattin Demirtaş'ın hapiste kalmasını savunanlar ya da Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesini isteyenlere baktığınız zaman hiç kimsenin hukuk penceresinden konuşmadığını görüyoruz. Siyasi duruşuna göre kimisi 'hapiste kalmalı' diyor, kimisi 'çıkmalı' diyor ama hukuk çerçevesinde konuşulmuyor. İki taraf da hukuk çerçevesinde talebini gerekçelendiremiyor. Bu da Türkiye'de hukuk devletinin ne hale geldiğini, hangi noktaya geldiğini, yargı bağımsızlığının artık sadece bir söz olarak kaldığını gösteren üzücü bir fotoğraf." ,

Dindarların ahlakı bozuldu, diğerleri dinden soğudu! Haber

Dindarların ahlakı bozuldu, diğerleri dinden soğudu!

Dindarların ahlakı bozuldu, diğerleri dinden soğudu! Partisinin Antalya’da gerçekleşen üye katılım programında konuşan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, faiz konusunda önce ‘nas var’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi faizlerin yükseltilmesine izin verdiğini ifade ederek, “Erdoğan, dindarların ahlakını bozdu, diğerlerini dinden iyice soğuttu” dedi. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Antalya’da düzenlenen yeni üye katılım şöleni programına katıldı.  BTP lideri Baş, yoğun katılımın olduğu programda partiye yeni katılan vatandaşlara rozetlerini taktı.  Sevilen sanatçı Ahmet Selçuk İlkan’ın şiir dinletisinin de yer aldığı programda konuşan Hüseyin Baş, gündeme dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu.  İşinize geldiğinde Müslüman gibi… Merkez Bankası’nın faiz artışına ilişkin değerlendirme yapan BTP lideri Hüseyin Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesindeki ‘nas’ söylemlerini hatırlattı ve bu tavrın dindar kesimin ahlakını bozarken diğer kesimin de dinden daha da soğutmasına neden olduğunu söyledi.  BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: “Seçimden önce Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Faizde nas vardır. Benden başka bir şey beklemeyin. Ben bunun dışında bir hareket yapmam’ dedi. Seçimden sonra ise döndü dolaştı yine faizi artırdı. Bakın beni rahatsız eden şeyi söyleyeyim size; ben bir hükümetin faiz indirmesini veya faiz yükseltmesini, ekonomide attığı adımları beğenebilirim, ya da beğenmeyebilirim, bu başka bir konu. Ama sen çıkıp aldığın bir kararı dine bağlayıp, bu konuyu ‘Dini hüküm var, bu yüzden bu kararı alıyorum’ diye anlatıp, sonra dönüp o kararın aksine adım attığında sen bu ülkede yaşayan bütün Müslümanlara, ‘İşinize geldiği zaman Müslüman gibi olun, işinize gelmediği zaman bütün hükümlerini terk edin’ demiş oluyorsun. Yani ‘dindar nesil yetiştireceğiz’ diye yola çıkan sen, dindar neslin ahlakını bozuyorsun. Dindar nesli dürüst olmayan, menfaatine göre iş yapan, dün başka bir şey bugün başka bir şey söyleyen adama çeviriyorsun.” Yapılan yanlışlar dine mal ediliyor Politikacıların dini söylem kullanarak yaptıkları yanlışları gören vatandaşların ‘din buysa ben yokum’ dediklerine vurgu yapan BTP lideri Baş, “Bir başka açıdan da bakarsak, sen bu ülkede dindar olmayan vatandaşa şunu söylüyorsun; ‘Ben öyle bir dine inanıyorum ki bu din tam bir menfaat dini…’ Bu cümlenin okuması budur. Sen, ‘Bu din işime gelince konuşulan, işime gelmediğinde rafa kaldırılan bir dindir’ muamelesi yapıyorsun. Neye? İnandığın dine. Dolayısıyla buradan insanlar, ‘Eğer bu din buysa ben bu dinde yokum’ sonucunu çıkarıyor. Diğeri de şunu çıkarıyor; ‘Ha din böyleymiş çünkü Ulü’l Emir böyle yaşıyor bu dini. O zaman ben de böyle yaşayabilirim’ diyor. Sonra, bu yolsuzluklar nereden çıktı, bu haksızlıklar nereden çıktı ve bu kadar hırsız adam nereden çıktı diye düşünüyorsunuz” şeklinde konuştu. ‘Vatandaşı materyalist yaptılar’ Milletimizi son 20 yılda yokluğa mahkum eden iktidarın vatandaşları, özellikle de gençleri materyalist yaptığını ifade eden Baş, şu tespiti yaptı; “Bakınız son 10 yılda, belki 20 yılda ülkedeki en büyük en olumsuz değişimlerden biri nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu ben gençlikte de görüyorum. Bizim insanımızda inanılmaz bir materyalist bakış açısı gelişti. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Bunun sebebi yoksulluktur, bunun sebebi yokluktur. Sen insanı yokluğa mahkum ettiğin sürece insanlar materyalist, çıkarcı, pragmatist ve hatta oportünist bir hal alıyor.”  Milletin fakirliği iktidardaki siyasilerin bilinçli bir tercihi İktidar hangi kararı alırsa alsın değişmeyen sonucun milletin daha da fakirleşmesi olduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bakın sizi bilinçli olarak fakirleştirmek istiyorlar. Dün bu ülkede faizler düştü. Faize bir de şuradan bakalım; faizler önce düştü sonra dolar aldı başını gitti. Bu bir politikaydı. Şimdi bu ülkede o düşen faizler yeniden yükseldi, dolar yine aldı başını gitti. Bu işte bir terslik var! Bunu niye yaptın? Hani ağa maraba hikâyesinde, ’Biz bu şeyi niye yaptık’ diyor ya… İşte buradaki cambaza bak oyunu bu. Faizi düşürürken de sizi fakirleştirmek için düşürdüler, servet transferi yapmak için fakirleştirdiler, faiz düşürdüler bugün faizi yükseltirken de sizi fakirleştirmek için, servet transferi yapmak için faiz yükseltiyorlar. İkisi de aynı amaca hizmet ediyor” dedi. ‘Bir kumar masası kurmuşlar, hep masa kazanıyor’ Antalya’daki konuşmasında, “Bir kumar masası düşünün; her zaman, ‘kumarda hep masa kazanır’ denir ya…” ifadelerini kullanan Hüseyin Baş, şunları söyledi: “Bunlar bir kumar masası kurmuş, hep masa kazanıyor!  Siyasette de aynı, ekonomide de aynı! Bunların kurduğu masa tabiri caizse kumar masası, hep onlar kazanıyor.”  İktidar ile ana muhalefet müttefik! Mevcut iktidarın Türkiye’nin kara deliği olduğunu, ana muhalefetteki partilerin ise bu kara deliğin kapanmasına müsaade etmediklerini ifade eden BTP lideri Baş, şunları söyledi; “Faizi düşürüyorsun ben fakirleşiyorum, faizi yükseltiyorsun yine ben fakirleşiyorum! Niye bu böyle? Çünkü istiyorlar ki - bunu da açık açık söylüyorlar- yabancı yatırımcı gelsin. Yabancı yatırımcı senin kara kaşına, kara gözüne mi geliyor zannediyorsun! Niye gelsin istiyorlar? Siz, dünyanın en ucuz iş gücü olun istiyorlar. Siz, Avrupa'nın göbeğinde en iyi lojistik imkânlara sahip bir ülke olarak, üç tarafı denizlerle çevrili yarımadada 300 ila 500 dolar arası bir aylık gelir için çalışan milyonlar olun diye bunu yapıyorlar. Sabah 8'deden akşam 6'ya kadar hepiniz çalışıyorsunuz. Haftada 6 gün hepiniz çalışıyorsunuz. Avrupa'da bu tempoda çalışan bir tane ülke vatandaşı yok, ama hepsi bizden zengin. Demek ki bizim çalışmakla ilgili bir sorunumuz yok. Bu ülkede üretim eksiği mi var, bizim üretmekle ilgili de bir eksiğimiz yok. Bu ülkede bir kara delik var. Bu kara delik iktidardır, bu kara deliği kapatmaya müsaade etmeyen de bu ana muhalefettir.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.